1 Mart 2021

Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?

Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta başlayıp 1-2 gün içinde hızlıca bitirdiğim ve çokça bayıldığım bir diziden en çok sevdiğim şarkıyı dinliyorum. Arka arkaya kaç kez dinledim inanın bilmiyorum. Şuraya adını bırakayım siz de bakın. Star (Firefly Lane Soundtrack).  

Bazı anlar vardır sanırım bu yaşama coşkusu denilen duyguyu size hissettirir. Hatta geçtiğimiz günlerde bununla ilgili bir podcast dinledim ve çok aydınlatıcı geldi. Oradaki psikolog ya da psikiyatrist tam hatırlamıyorum ama bu duygunun adına canlılık diyordu. Bazı anlar; bir anlık bir manzara, bir şarkı, bir kitapta geçen satırlar, birinin gülümseyişi, güzel bir parfüm, güneşli bir hava, bir yolculuk... saymakla bitmeyen daha niceleri size bu hissi yaşatabilir ve bence bu hayatta hissedilen en güzel his olabilir. Canlılık. Yaşama coşkusu. Var olduğun için ve şu anda bu duyguyu hissedebildiğin için şükretme hali. Çok güzel bir his. Ve evet ben bu şarkıyı dinlerken de bu diziyi izlerken de böyle hislerle doldum genellikle. Son zamanlarda izlediğim en iyi şeylerden biriydi. İyi ki keşfetmişim. Hem diziyi hem de şarkıyı. 

Düşünün ki kalkıp bir anda bloğumu açtım ve bu yazıyı yazmaya başladım. :) Durum güncellemesi yapmak gerekirse hayat şu anda nasıl gidiyor? Geçtiğimiz ay 33 yaşına girdim. Literally! Ben bu 30'lu yaşlara ne zaman geldim yahu ve nasıl da hızlı geçiyor zaman. Hayır çok yaşlı hissettiğim için demiyorum bunu ancak fiziksel olarak değişmek beni rakamsal değerlerden daha çok korkutuyor. Gerçekten bunu kabullenip insanın geçen zamanla barışık olma hali nasıl vuku buluyor acaba? Yine diziye dönecek olursak buradaki karakterleri tahminen 50'li yaşlarda olmalarına rağmen hayat dolu oldukları ve hayatı diledikleri gibi yaşamaya çalıştıkları için ayrı bir sevdim. Çünkü ne yazık ki Türkiye'de genel olarak belirli bir yaşın üzerine çıkınca artık bizden geçti yaklaşımı başlıyor ve ben bu durumdan inanılmaz nefret ediyorum. Belki de yaşlanmaktan korkmamın sebebi de budur. Böyle olmaktan korkmak. Neyse efenim allahtan genlerimiz sağ olsun hiç yaşımı göstermiyorum buna da şükür haha. 

Yaş girdabından çıkacak olursak Eylül ayından beri çalıştığım şirketten ayrıldım sayılır bazı yeni gelişmeler var ancak ne istediğimi bulmak konusunda kanımca daha kat edeceğim yollar var. Bunun dışında bir süre önce İngilizce konusunda aksiyon almaya başladım. Her hafta native speakerlarla konuşma pratiği yapıyorum. Reklam gelmiyor korkmayın ahah. Bu konuda daha çok yolum var biliyorum ama inat ettim ilk kez bu kadar kafaya koydum galiba bu konuyu. Yakında İngilizce bir blog açacağım ya da instagram sayfası. Hazır vaktim de varken bu süreci iyi değerlendirmek istiyorum. Neler yapıyorum bu konuda anlatırım başka bir yazıda. Spora başladım ve çok iyi geldi. Baktım ki bu salgının biteceği yok daha fazla ertelemiyim dedim ancak çalıştığım ofisteki gelişmelerden dolayı 2 haftadır gidemiyorum maalesef. Aylardır yoga yapmadım bu arada ve özledim diyebilir miyiz diyebiliriz galiba. Bir ara bir diyetisyene başladım ve çok kısa sürdü birlikteliğimiz. :) Pandemide ben de herkes gibi kilo aldım arkadaşlar ve şu anki halimi aşırı sevdiğim söylenemez. Yaklaşık 7 kilocuk kadar almış olabilirim bu hareketsiz yaşam içerisinde. O yüzden önümüzdeki hafta dengeli beslenme hareketine geçiyorum. Hadi bu blog yazısı güzel şeylerin başlangıcı olsun ya. Hayatımın iplerini tekrar elime alma ve hayatımı-kendimi toparlama hareketinin ilk adımı! Why not?! Ben bu yazının neye evrileceğini bilmiyorum diye başında söylemiştim. :)  He bu arada geçen ay saçlarımı boyattım ve hayatımda ilk kez ombre denen şeyi yaptırdım. Genel olarak olumlu geri dönüşler aldım. Arada bir online eğitimler-atölyelere katıldım, bol bol dizi izledim. 4,5 aydır çalışıyordum ve çalıştığım ofis sayesinde çok güzel arkadaşlıklar edindim ve çook eğlendim. Sanırım 2 haftalık çalışmama süreci bana çok iyi gelmedi. Hayatımı bu aralar sıkıcı buluyorum ama güzel gelişmelerin gelmekte olduğunu da hissediyorum.

Bilmiyorum hiç duymuş muydunuz The pattern diye bir uygulama var orada Şubat ayı itibariyle hayatımda yeni bir dönemin başlayacağını söylüyordu. Ve bu ay içinde yaşadığım zorunlu değişimler başta kötü gibi gözükse de güzel fırsatlara zemin hazırlayacağına inanıyorum. Bu bakış açısı beni daha umutlu yapıyor. Kendimi kandırmıyorum yooo. :) Neyse blog dostları bu günlük yazımız bu kadar olsun. Hayatımı yoluna koyma ve daha iyi bir ben olma adımlarımda neler yaşadığımı size de aktarmaya devam edeceğim. Hala burada olduğunuzu biliyorum. Bir selam verirsiniz değil mi?

Bir sonraki yazıya kadar sağlıklı kalın! Firefly Lane'i de izleyin pls. O kadar övdük burada. 

Mutlu keçiiii ^^

5 Nisan 2020

Karantinada Bir Keçi


Günlerden ne, ayın kaçı bilmiyorum ve bazen hiç kontrol etmeden bile geçip bitmiş oluyor günler, haftalar. Bugün kişisel karantinamızda 19. günümüz filan sanırım. En son yazım yeni yıl dilekleriydi ve baya da umutluydum bu seneden. Şaka değil hayatımda her zaman çift sayılı yılların daha iyi geçtiğine ve uğurlu geldiğine dair bir inanç var. Genel olarak çift sayıları daha çok sevdiğimden olsa gerek. Ancak şimdi geriye dönüp baktığımda hayatımın son 5 senesindeki en köklü değişimler 2015, 2017 ve 2019 senelerinde oldu. Mesela, 2015'te İzmir'den İstanbul'a taşındım, 2017 senesinde evlendim, 2019 senesinde mutsuz olduğum işimden çıktım.

3 Şubat 2020

Hey 2020!


Günlerdir yeni yıl yazısı yazmaya niyet edip vazgeçiyorum. Ne yazacağım konusunda hala birtakım soru işaretlerim vardı galiba çünkü eskisi gibi maddelerce yeni yıl hedefleri belirlemek yorucu geliyor artık. Uzun vadeli planlardansa kısa vadeli ve sonuçlarını hızlıca göreceğim kararlar almanın beni daha fazla motive ettiğini fark ettim. Yeni yıl kararları yerine aylık kararlar almak, hedefler belirlemek çok daha verimli geliyor açıkçası. He bir de isteklerim, heveslerim her daim değişebiliyor ve 1 yıl önce belirlediğim hedefler yıl içinde anlamını yitirebilir benim için.
Geçtiğimiz sene yoğun ve hızlı geçti.  Duygusal anlamda çalkantılı bir seneydi. Çok fazla sağlık problemi, iş yerinde sıkıntılar vs derken yıl sonuna doğru bir anda hayatıma güzel ve yeni şeyler dahil olmaya başladı. Biraz çoğaldım, biraz eksildim, biraz ağladım, biraz güldüm, bazen korktum, bazen adımlar attım derken 1 sene geçti.
Şimdi önümüzde yepyeni bir sene var ve her ne kadar kötü başlamış olsa da güzel şeyler olacağına dair inancım tam. Umudumu kaybetmek istemiyorum. Yeni şeyler deneyimlemek ve güzel insanlarla tanışmak bu yılın temennileri arasında benim için.
Yeni adımlar atmaktan, içinden geçenleri söylemekten, evet demekten, hayır demekten, kaybetmekten, kazanmaktan, risk almaktan, tercih yapmaktan, mutlu hissetmekten, kendine güvenmekten, değişimden, iddialı olmaktan, sarılmaktan, seviyorum demekten, hata yapmaktan, sorumluluk almaktan ve daha bir sürü şeyden korkma!(kendime not)
2020 benim için 4.5 senelik kurumsal hayatıma veda etmemle başladı. Bir anda işsiz keçi oluverdim. Mülakatlara gitmeye başladım. İş başvurularımın ardı arkası kesilmiyordu. Sonrasında fark ettim ki kendime çok yükleniyorum ve boş durdukça kendimi suçluyorum. Dinlenmeyi ve hiçbir şey yapmadan durmayı bile unutturmuş iş hayatı. Şimdi bir sakinlik dönemine girdim. Ne yapmak istediğime karar vermek ve belki yeni şeyler denemek için kendime vakit ayırmaya karar verdim. Bu süreçte neler olacak ben de bilmiyorum ama her şeyi de bilmek zorunda değilim. :)
Bu sene; belirsizlikleri sevmeyi, onlara rağmen mutlu olabilmeyi ve zihnimi anda tutabilmeyi öğretsin bana ve bizlere.
Hala buraları takip edenlere pek çok teşekkürler.
Sevgiler^^

31 Ekim 2019

Modern Love, Kasım Güzellemesi

Günlerdir hatta belki bir iki haftadır şiddetli boyun-sırt-baş ağrılarından muzdaribim. Nasıl sinir bozucu ve tüyleri diken diken edici hatta insanı kızgın tava gibi gezdiren bir ağrı anlatamam. Dokunan bin pişman! Merkür retrosu bir yandan bu ağrılar bir yandan derken gergin bir insan olup çıkıverdim. Bunun en büyük zararı da yakın çevreme oluyor haliyle. Ağrılara gelince masa başı bir işte çalışıyor olmanın getirdiği dezavantajla birlikte her gün katlanarak devam ediyor. İlaçlarıma ara vermiştim ama devam edeceğim tekrardan. Bunun dışında bir de stres faktörü var tabi ki ağrıları arttıran, beni ve kaslarımı gün içinde bolca yoran. Hayatımda belirsizliklerle dolu bir süreçten geçiyorum sanki, istediğim değişimin yaklaşmakta olduğunu görüyorum öyle de düşünmek istiyorum. Eğer her şey istediğim gibi olursa başka bir sürecin içinde bulacağım kendimi. Sonu belirsiz ama heyecan verici.
Hayatımda uzun zamandır istediğim değişimin ilk adımı atılmış olacak. Zaman ne getirir bilinmez elbette sadece doğru fırsatın doğru zamanda beni bulacağını biliyorum. :)


19 Ekim 2019

Yeniden Blog, Biraz İç Dökme

kaynak
Bloga girmeyeli ve yazı yazmaya yeltenmeyeli nasıl da aylar olmuş. Olsundu. İçimden geldi ve yazacaktım. Az önce geçmişe gittim şöyle bir yazdıklarıma baktım. Eskiden zevklerim, ilgi alanlarım ve farkında olmadan aslında daha farkındalıkla yaptığım şeyler varmış. Şimdi de var öyle şeyler ama bazıları beni tatmin etmiyor dostlar. Ah şu kararsızlıklar ve etraftan gelen seslerle birleşen kendini yargılamalar.
Şu sıralar kendimi nötralize etmeye çalıştığım zamanlardan geçiyorum. Yüklerimden kurtulmaya, bakış açımı değiştirmeye, yargılarımdan arınmaya ve her şeyi olduğu gibi kabul etmeye çalıştığım günler. Eylül ayı hayatımızda en çalkantılı geçen dönemlerden biriydi. Hastalıklar, ölümler...
Ekim ayı ise sakin ve ılımlı geçiyor. Sonbaharı hep sevmişimdir zaten. Kışlıklarımı da çıkartınca tam olacak. Yalnız ufak bir itiraf; eskiden yazı sevmeyen ben ilk kez bu yaz gayet keyifli vakit geçirdim. Güzel kamplar, tatiller yaptık. Böyle bir şey eksikmiş demek ki yazları. O yüzden artık kendimi etiketlememeye, ben kış ya da yaz insanıyımdır dememeye karar verdim. :)
Şu sıralar kendimi daha pozitif ve esnek bir alana çekebilmek için neler yapıyorum peki?
Her hafta gittiğim ve çok memnun olduğum bir terapistim var öncelikle. 30 yaşından sonra kendime yaptığım en büyük iyiliklerden biri oldu. Bunun dışında her hafta online olarak görüştüğümüz bir mindfulness koçum var. Onun iyi bir mentor olmasının yanı sıra iyi bir insan ve belki ileride iyi bir arkadaş olabileceğini düşünüyorum. Bu da kendime yaptığım 2. iyilik oldu. Haftada 1-2 saati sadece kendime ayırmak ve rahatlıkla içimi dökmek, sorunlarımı beni yargılamadan dinleyen birileri eşliğinde konuşmak baya ferahlatıcı. Seans sonraları kuş gibi olmak da mükafatı.
Yeni başladığım bir diğer şey ise yüzmek. O da vücudum için yaptığım bir iyilik oldu. Sırt ve boyun ağrılarıma uzun vadede iyi geleceğine inanmak istiyorum.
Hayatımın son dönemleri çok hızlı ve ne olduğunu anlayamadan geçti sanki hatta ve hatta 2019 için de aynı şeyi diyebiliriz herhalde. O nedenle yazmak ve belki de günlük tutmak bana bu sene daha iyi gelecek diye düşünüyorum. Yeni yıla girmeden şimdiden başlamak istedim o nedenle yazma çizme işlerine. Neler izlemişim, neler okumuşum ya da aklımdan neler geçmiş unutmak istemiyorum ve bir yerlerde olsun istiyorum. Eskiden burada ya da evdeki defterlerimin birinde hep listelerim olurdu. Listeler güzel şeyler bence.  Belki yine başlarım benzer şeylere. 
Blog ya da instagram gibi yerlerde bir şeyleri birine göstermek ya da daha fazla beğeni almaktan ziyade kendim için paylaşmaya karar verdim. Çünkü itiraf edelim her paylaşımda az ya da çok herkeste bu his var. Buraya da dönüş yazısı için illa ki o en mükemmel an gelmeyecekti. Kusursuz bir döndüm yazısı yazmaya gerek yoktu. Okuyan okurdu, beğenen beğenirdi. İçimden geldiği an yazılacaktı ve yazıldı.

Ciao! (Kasım'da Roma'ya gidiyoruz alıştırması) (:
Mutlu Keçi

6 Ocak 2019

Ocak'19 izlenecekler listesi


2019'un Ocak ayı itibariyle her ay sevgili eşim Uğur ile kendimize izlenecek filmler listesi yapmaya karar verdik. Çünkü artık sürekli Netflix kolaylığına kaçıp dizi izliyoruz he güzel diziler izliyoruz o ayrı ama bu süreçte sinemayı çok boşladık ve nereden başlayacağımızı da bilmiyoruz. O nedenle her ay kendimize oluşturduğumuz bu film listesinden mümkünse hepsini ya da birçoğunu ay içerisinde izlemeyi düşünüyoruz. Ben de bu listeyi kendime saklamaktansa burada da paylaşmaya karar verdim. Ay sonunda izlediklerimiz olacak mı hangileri olur bilmiyorum ama bizim için motive edici bir yeni yıl başlangıcı olacağına inanıyorum. ^.^

İşte Ocak ayı film listemiz: (Herhangi bir sıralama yok. Ancak fikir vermesi açısından imdb linklerini ve puanlarını da ekliyor olacağım.)




2 Ocak 2019

Yeni yıl kararları / 2019


2019'un ilk gününde buraya biraz da iç dökmek için geldim sevgili blog. Bu yıl benim için sakin bir seneydi. Sevgili eşimle tam 1 senedir hayatı paylaşıyor olmak,  hepimizin sağlıklı olması, sevdiklerimin mutlu olması bunlar çok önemli ve güzel şeyler elbette ancak bu yıl kendimi çok üretken ve verimli hissetmediğim bir sene gibiydi. Bu durumun nedenlerinin en başında da anksiyete geliyor. 2018'in başları benim için çok sıkıntılı geçti diyebilirim. Ancak şu an gayet iyiyim kendi çabamla büyük bir aşama kaydettim. Tabi hala etkileri kaybolmuş değil. Örneğin çok kalabalık, gürültülü yerlerde bazen kendimi huzursuz hissediyor ve bir anda uzaklaşmak istiyorum oradan. Ya da uçağa bindiğimde hala rahat değilim ve gergin hissediyorum filan.
2019 hedeflerimden ilki korkularımın üzerine gitmek o yüzden. Anksiyetenin günlük yaşantımı, hayallerimi etkilemesine izin vermemek.
Bunun dışında dediğim gibi bu yıl kendime çok bir şey katabildiğimi sanmıyorum ama kendimi de suçlamıyorum. Her yıl aynı verimlilikte geçmek zorunda değil. Bu yılda çok çalıştım mesela, evimle çok ilgilendim ve bir de tüm kedilerle. Evde 2 kedimiz vardı. Bir de bahçemizde düzenli yaşayan 5 kedi oldu e sokaktakiler de var. Manevi kızımız hamur, sırnaşık kardeşler, minik tekirimiz, siyah ikiz kedicikler ve mahallenin diğer kedileri. Bazılarını yıl içinde hastalıklardan kaybettik bazılarını iyileştirdik çok mutlu olduk. 2018'i bol kedili bir yıl olarak anımsayacağım kesin.
Bunun dışında bir de hastaneleri hatırlayacağım galiba. Meraklandırmadan söyleyeyim öyle ciddi bir şey yok ancak birçok panik atak yaşamış kişi gibi bende de yaşadığı rahatsızlıkları aşırı ciddiye alıp sürekli internetten araştırmak ve doktora gitmek gibi bir takıntı baş gösterdi ve sonuç gereksiz kuruntular, stres ve huzursuz günler.
2019'un 2. hedefi internetten hastalık araştırmamak, kötü düşünmemek ve kesinlikle daha az stres olacak. Stres konusunu biraz açacak olursak özellikle bazen gereksiz şeyleri ve kişileri kafaya takabiliyorum. Ya da birinin söylediği bir söz tüm gün keyfimi kaçırabiliyor. Çoğu zaman içten içe bir şeyleri kafamda kurarken buluyorum kendimi ya da mesela biri benimle ilgili bir sürü güzel şey söylerken söylediği tek kötü cümleyi kafama takıp benimle ilgili neden öyle düşündüğünü sorguluyorum. 
Bu nedenle 2019'un 3. hedefi benim için kesinlikle kendime daha çok odaklanmak olacak. Düşüncelerime, yaşadığım her ana, hayallerime, iç dünyama, doğaya, kedilere, sanata, güzel olan her şeye. Bu kısımda başkalarının ne düşündüğü, ne yaptığı, ya da bana nasıl davrandığı olmayacak. Kimseyi değiştiremem ya da kontrol edemem. Sadece kendimi değiştirebilirim ve bu nedenle bu konuda değişmeyi seçiyorum. Günlük hayatta bazen farkında olmadan kendimizden çok çevremize odaklanıyoruz. Başkalarının sizi nasıl gördüğü, neler yaptığı ya da haketmediğiniz şeyler, şikayetler, dedikodular... İnanılmaz bir beyin ve kalp kirliliği bunlar aslında ve toplaştığında geride yorgun bir ruh hali bırakıyor. 
2019 itibariyle artık bu yorgun ruh halini üzerimden atmak istiyorum. Bunun yollarından biri de dedikodu yapmamak ve şikayet etmemek. Dedikodu yapılan ortamlarda az da olsa bulunduysanız başta masum gibi görünen ama sonra kötü bir alışkanlığa dönen ve insanı kendinden soğutan bu durumlara da aşinasınızdır. En kötüsü de bazı insanların tek iletişim şeklinin dedikodu olduğunu görmek. He birde sürekli şikayetçi olma hali vardır. Şikayet etmek, sürekli söylenmek aslında biraz işin kolayına kaçmak gibi oluyor. Çözüm üretmek ya da kabullenmek çok daha zor. Biliyoruz ki kimsenin hayatı mükemmel değil. Gerçek hayatta en mutlu, en başarılı, en sosyal gibi bir sıralama yok. Ve her zaman kendime hatırlattığım şey gelip geçicilik. Her şeyin gelip geçici olduğunu unutma ve bu akışa izin ver.

Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?

Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta b...