24 Ocak 2015

Taşındım!



Merhabaa,

Nerede bu mutlu keçi dediğinizi duyar gibiyim. Ben de kendime sorup duruyorum bu soruyu bir süredir. Kafam bir yerlerde, bedenim bir yerlerde. Karmakarışık her şey. Öncelikle hayatımdaki en önemli 2 gündem maddesini söylüyorum.

1- Ben İstanbul'a taşındım.
2- Eğitimlerim başladı.

Resmen yorgunluktan bitap düştüm feci halde. Her sabah 6'da uyanıp Anadolu Yakası'ndan Avrupa'ya geçiyorum servis ile. Atatürk havaalanının o taraflara bir yere gidiyorum. Hatta bugün sabah 5.40'ta evden çıktım. Öyle düşünün. E tabi İzmir'de gece 4'lere 5'lere kadar uyumayan ben bir anda ne olduğumu şaşırdım. Hala adapte olamadım ama yakında olurum diye umut ediyorum. Bu arada çeşitli prosedürlerden ötürü ve kişisel olarak aldığım kararla eğitimler ve daha sonrası eğer olursa işim hakkında burada yazmayacağım hiç. Şimdiden duyurayım. Tabi çalışmaya başlayınca gezip gördüğüm yerler hakkında yazarım mutlaka merak etmeyin. :)
Bu arada İstanbul'da ev tuttum demiş miydim? O da ayrı bir mesele. Hayatımda ilk kez ailemden ayrı bir eve çıktım. Bu yaşıma kadar hep İzmir'de ailemle yaşamıştım, üniversite hayatım boyunca da bu böyle olmuştu. Ama şimdi koskoca bir şehirde kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum. Başlarda her şeyden çok korkuyordum.

14 Ocak 2015

Severek Takip Ettiğim Bloglar Serisi #1

Miribaaa,

Yeni bir seriye başlamaya karar verdim. Bir süredir bu konuda yazmayı düşünüyordum zaten. Sonunda hayata geçirebildim. :) Öncelikle bu serinin amacı yazılarını sabırsızlıkla beklediğim ve büyük keyifle okuduğum bloggerları daha yakından tanımamızı sağlamak ve bunun yanında onlardan bihaber olan kişilerin de yeni yeni bloglar keşfetmelerine vesile olmak.


İlk olarak pek tabi ki canım kardeşimin bloğu ile başlayacağım. dolunaysuraat.blogspot.com.tr adresinin sahibi sevgili Dolunay Surat'ın bloğu hem ismi hem de tasarımıyla bize bir şeyler anlatmak istiyor sanki ehehe. Ben de kardeşim de tam bir Sailor Moon fanıyız. Gerçi kardeşim çok daha fazla anlaşıldığı üzere. :)
Bloğunu cidden çok seviyorum. Keşke daha sık yazsa diye iç geçiriyorum hatta hep, sonra dayanamayıp yaz, yaz diye tutturuyorum. Sayfasını ziyaret edeceklere hemmen söyleyeyim karşınıza çok güzel filmler, harika kitap yazıları benim en çok hoşuma giden şeylerden biri olan çeşitli listeler çıkacak. Bir de hayatıyla ilgili yazdığı yazılar var ki oldukça içten. Sanki yanı başınızda sizinle dertleşen bir arkadaş gibi. Bloğuyla ilgili en sevdiğim şeylerden biri de kullandığı görseller. İllüstrasyonlara bayılan biri olarak yazılarında kullandığı görselleri ile gönlümü fethediyor bir anda. Ferah ve göz yormayan tasarımıyla da rahatça okunuyor yazıları. Bu arada bloğunda kendini kısaca şöyle tanıtmış: "Güzel kitaplar okumak, iyi filmler izlemek istiyorsanız tam yerine düştünüz demektir. Bisiklete binmeyi, okumayı, çokça yazmayı, bir de sonbahar yapraklarını çatır çutur ezmeyi severim. Mütevaziliğimle bilinirim." :)

13 Ocak 2015

Biraz da hobiler

Blogumda ne kadar bahsettim bu konudan bilmiyorum ama üniversite hayatım boyunca kimi zaman daha aktif olmakla birlikte sürekli çeşitli kulüplerin içinde bulundum. Fotoğraf da onların başında geliyor. Bir süredir ihmal etsem de analog makinemle fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Kim ne derse desin filmli makineyle fotoğraf çekmenin tadı ayrı. Bir kere dijital makinelerde olduğu gibi her gördüğünüz şeyi çat, çat çekemiyorsunuz. Gerçekten çekmeye değer bir kadraj mı diye durup düşünmeniz lazım zira film dediğin 36 poz sadece ve biraz maliyetli. Bir de bunun fotoğrafçıda yıkattırma kısmı var filan azıcık emek ve sabır istiyor. Gerçi ben okul kulübündeyken biz kendi karanlık odamızda yıkıyorduk filmleri. O da acayip keyifli oluyor mutlaka bir fırsatını bulup deneyin derim. İstanbul'a gittiğimde ise siyah beyaz filmler için erkek arkadaşımın içinde bulunduğu kulüpten faydalanacağız yine. Renkli filmler için ise Sirkeci yollarını aşındıracağım gibi duruyor bol bol. Sirkeci'deki Kristal bu konuda baya ün salmış durumda.
Analog makineler de oldukça uygun fiyatlara bulunabilir Sirkeci'deki Hayyam'da. Mesele ben Nikon F65 kullanıyorum ve en sevdiğim objektif de genelde 50 mm olan objektifim. :) Makinemi Hayyam'dan 250 liraya filan almıştım yanlış hatırlamıyorsam. Daha uygun fiyatlıları da var elbet. Örneğin zenitler öyle. Hem zenit bir makine ile fotoğraf çekmeye başlarsanız daha kolay öğrenirsiniz diyafram-enstantane ikilisine dair ayarlamaları. Neyse amacım teknik bir yazı yazmak değil asla. Zaten bu konuda da çok yetkin hissetmiyorum kendimi.
Söylemek istediğim böyle pervasızca bir yerleri dolaşıp güzel fotoğraflar çekmeyi çok özledim. Fotoğraf çekmiyor değilim tabi ki ama analog gibi olmuyor çıkan sonuçlar. Aylar önce çektiğiniz filmleri biriktirip sonra gidip yıkattırıyorsunuz ve sonuçlara bir bakıyorsunuz; kimi hayal kırıklığı olmuş, kimi çok güzel, kimi ise aa ben bunu ne zaman çektim unutmuşum dedirtip şaşırtıyor sizi. Anlayacağınız her biten film sürprizlerle dolu oluyor.
Çok konuştum galiba biraz da icraate geçip çektiğim fotoğraflardan birkaçını paylaşmak istiyorum. Hem kendime hem de bu yazıyı okuyanlara diyorum ki sevdiğimiz şeyleri yapmaktan kendimizi -çeşitli bahanelerin ardına sığınarak- alıkoymayalım. Hobilerimize mutlaka vakit ayıralım.  (Üf, laflara bak!) :)
Bakalım fotoğraflarımı beğenecek misiniz, merak ediyorum. :)


10 Ocak 2015

Ne İzlesek? #2

Hafta sonunu nasıl mı değerlendirsek diyorsunuz? Havalar da çok soğuk evden dışarı çıkılmaz ki şimdi diye hayıflanıyor musunuz yoksa? Tam sizlik bir yazı var elimde. Şöyle sıcacık çayınızı ve mısır patlaklarınızı yanınıza alıp, güzel bir film izleyin diye düşündüm ve kendim için hazırladığım bu listeyi bencillik etmeyip herkesle paylaşmak istedim. Daha önce şurada da böyle bir liste yapmıştım. Birkaç tanesi hariç geri kalanını izledim. Şimdi de yeni bir listeyle sizlerleyim.
Ben böyle garip zevklere ve takıntılara sahip biriyimdir. :) Mesela çevremden biri şu filmi kesin izle çok iyi dese hıhı tamam der o bilgiyi hafızaya atar canım ne zaman isterse o zaman izlerim ama büyük ihtimalle asla o an izlemem. Boşuna keçi demedik herhalde. İsmimin hakkını veriyorum. :) Genelde böyle ne izleyeceğime anlık karar verip izliyorum ama bu bazen çok vakit kaybettiriyor. Uzun uzun listeler yapmak da içimi sıkıyor çünkü sanki kendime baskı yapıyormuşum gibi geliyor. Sonuçta keyfi bir şey bu. O sebeptendir ki ben de böyle 10'ar filmlik listeler yapmaya karar verdim. Çok merak ettiğim ekstra bir film olmadıkça bu listeye sadık kalacağım. Filmleri izledikten sonra da fikirlerimi belirtirim herhalde yine bloğumda.
Bu arada hiçbir türe bağlı kalmadan hazırladım listeyi. Genellikle imdb puanı 7 üzerinde olan filmlerden oluşuyor. Bakalım siz beğenecek misiniz? İçlerinde izledikleriniz varsa düşüncelerinizi yazabilirsiniz. Ya da şu filmi de izle diyebilirsiniz. Hemen izleyeceğime söz veremem ama mutlaka kenara köşeye yazarım. :) Gerçi konusunu ilginç bulursam hemen de izleyebilirim. Tutarsızlık da üstüme yok evet kih kih.
İşte benim önümüzdeki günlerde izlemeyi planladığım filmlerin listesi şöyle efenim;



  • Mystic River
  • Stand By Me
  • Before I Disappear 
  • The Help
  • The Big Lebowski
  • Temple Grandin
  • Ghost World
  • A Separation
  • Magic In The Moonlight
  • Roman Holiday

9 Ocak 2015

Bu aralar neler yapıyorum?

Yine "ben bu aralar..." başlıklı yazımla buradayım sevgili blog sakinleri. :) Son zamanlarda malum soğuklardan ötürü pek evden dışarı adım atamıyorum. Atsam bile makinemi çıkarıp fotoğraf çekmeye çok üşeniyorum bu havalarda.

En son iş hayatı ile alakalı birtakım gelişmelerden bahsetmiştim. Şuradan bakabilirsiniz. Orada da bahsettiğim gibi sağlık engeline takılmış bir süredir iğneli, şuruplu bir hayat geçirmekteydim. Neyse ki sonunda o sorunu da atlattım. Kansızlık devam ediyor tabi ki ama en azından istenilen değerleri sağladım. Şimdi ilaç kullanmaya devam edeceğim. Kuru üzüm ise bu aralar hayatımın ayrılmaz parçası oldu.
Geçtiğimiz haftalarda tam da yılbaşı öncesi soluğu İstanbul'da aldım. Kan tahlilleri için. Biraz zorlu bir süreçten sonra hastanedeki işlemleri tamamladım. Sonuçlar yine istediğimiz gibi olmadı. Bu arada Özel Avcılar hastanesine zorda kalmadıkça gitmeyin lütfen. Benden söylemesi.

6 Ocak 2015

Bloğumdaki degişikliği fark ettiniz mi?

Miribaaa yazacak konular öyle bir birikti ki anlatamam. Tabi ki hiçbiri zorunluluk değil. Aklımda sadece bloğa yazılmayı bekleyen şeyler var. Yani ben çok yazmak istiyorum da zaman yok hesabı bir şey. Diğer yazılardan önce şu minik postu buraya bırakmak istedim.


Bloguma böyle bir şey eklemeye karar verdim. Bu beni çok heyecanlandırdı hatta epey teşvik etti daha henüz yeni yılın başlarındayken. Bloğuma girdiğinizde sağ tarafta görebilirsiniz hemen. 2015 yılı boyunca bu sekmeleri bolca güncelleyeceğim. İsimlerin üzerine gelip tıkladığınızda sizi listelere götürecek. Böylece sene sonuna geldiğimizde mutlu keçi'nin hayatına neler girmiş, bu seneden neler kazanmış, neleri çok beğenmiş, neleri sevmemiş.. gibi gibi şeyleri hep birlikte görebileceğiz. Bu benim için de çok keyifli oldu. Tabi ki defterlerimden asla vazgeçmem orada da yazılacak bunlar ama burada da yazmaktan bir zarar gelmez. Hem sizlere de ilham verir belki, yeni şeyler keşfederiz hep birlikte. Lazy Otter'ın bloğunda görmüştüm buna benzer bir şey. Ben birazcık daha çeşitlendirdim sadece. Ha bir de sinek sekiz'in 2015 ajandası da ilham verdi bu konuda. Ajandanın sonunda çok güzel sayfalar var: Bu sene yürüdüğüm yollar, izlediğim en güzel filmler, tanıştığım insanlar, pişirmeyi öğrendiğim yemekler gibi.. :) Hala yeni bir ajanda almadıysanız kesinlikle tavsiye ederim.

Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?

Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta b...