İstanbul'da günler oldukça hızlı geçiyor. Buraya geleli 2 haftadan biraz fazla oldu. Evime yerleştikten sonra daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi eğitimlerim başladı. Haftada 6 gün eğitimdeyim akşam üzeri eve dönüyorum ve hem fiziken hem de mental olarak epey yorulmuş oluyorum. Eskiden kardeşime öğütler verir eve gidince güzel yemekler yapsana, şunu yap, bunu yap derdim. Ama şimdi anlıyorum ki hiç de kolay bir şey değilmiş tüm gün çalışıp eve gelir gelmez enerjik bir şekilde yemek yapmak, film izlemek, blog yazmak ya da diğer hobilerine vakit ayırmak... Zaten akşam üzeri 10 civarı uykum gelmeye başlıyor sonra 11'e kadar bir şekilde oyalanıp o saatlerde de uyuyorum. Hayatımın en yoğun dönemi sanırım şu an. Bir de yakında hayatıma yeni bir şey dahil olacak, heyecanlandırıyor beni. Umarım yolunda gider her şey.
Ocak ayı benim için değişimin başladığı, kendimi keşfettiğim ve hayatı farklı bir şekilde görmeye başladığım bir ay oldu. Sineme ve edebiyat açısından ise oldukça sönük bir aydı. Ancak hak verirsiniz ki bu kadar koşuşturma arasında vakit bulmak pek de kolay değildi. Bunun yanı sıra 2015 hedefim olan her ay bir tiyatro oyunu bir de sergi görme hedefimi de gerçekleştiremedim. Bugün 2 Şubat olduğunu görünce fark ettim bunu işin kötüsü. O sebeptendir ki hemen internetten devlet tiyatrosu oyunlarına göz atmaya başladık erkek arkadaşımla. İzmir gibi değil burası, bolca oyun var. Devlet tiyatroları, şehir tiyatroları, özel tiyatrolar filan derken epey seçenek çıkıyor karşınıza. Biz de
Üsküdar Tekel Sahnesi'nde oynanmakta olan
Hamlet Makinesi oyununu tercih ettik. Programda ancak 13 Şubat'a yer bulabildik ama olsun. Bilet almak bile mutlu etti beni. İzledikten sonra yorumlarımı yazarım buraya hemmen. :)
Bir de her hafta, tek boş günüm olan Pazar günü için beni çok yormayacak ama biraz da olsa rahatlamamı sağlayacak planlar yapmaya karar verdim.