Mutlu Keçi: Film Meydan Okuması 1. ve 2. Gün

Üf işte en sevdiğim ve üzerine konuşmaktan en zevk olduğum konu: Filmler!

Geçen gün Leylak Dalı'nın bloğunda bahsettiğini gördüm bu konudan ve bir de baktım ki Zihnin Arka Sokakları yeni bir meydan okuma listesi hazırlamış. Daha önce de kitaplar ve müzik konularında böyle bir şey yapmıştı. Ben sadece kitap kısmına katıldım ve çok da zevkli geçti benim için. Kurallar ise şöyle 30 gün boyunca listede yer alan sorulardan her gün 1 tanesini yanıtlıyoruz. Eğleniyoruz, yeni şeyler keşfediyoruz filan. Ne kadar çok kişi katılırsa o kadar keyifli olur bence. Belki 30 gün sonunda kendinize güzel bir watchlist yapmış olursunuz. :)
Bugün meydan okumanın 2. günü. Ben de o yüzden ilk 2 günü birlikte yazacağım ama siz istediğiniz gibi yapabilirsiniz. İstediğiniz zaman başlayın çekinmeyin yani. :)

1. Gün: En az sevdiğiniz film hangisi?

Bir düşüneyim... Yani aslında çok fazla sevmediğim bir film olunca genelde yarım bırakıp izlemeyenlerdenim. (Tek başımaysam tabi.) Şöyle bir düşününce aklıma direkt geçen hafta İstanbul Film Festivali'nde izlediğim '71 filmi geldi.

Konusu ise kısaca şöyle afişte de kendisini gördüğünüz bir İngiliz asker olan Gary Hook kardişimiz içinde bulunduğu birlik ile İrlanda'nın Belfast bölgesindeki bir ayaklanmayı bastırmak üzere oraya gider. Halk ile bütünleşmeyi sağlamak ve dostane bir amaçla oraya giden askerler halkın büyük(!) nefreti ve saldırgan tutumlarıyla karşılaşırlar ve oradan kaçmak zorunda kalırlar. Bu sırada arkadaşını korumaya çalışan Gary Hook kasabada unutulur. Bizlerde film boyunca Gary'nin sokaklardaki hayatta kalma mücadelesini ve birliği tarafından kurtarılma çabalarını izliyoruz. Şu an fark ettim de konuyu anlatınca güzel gibi geliyor ama değil. :) Ben hiç sevmedim ve istemsizce sürekli Türkiye ile kıyasladım. Birkaç sahne sert ve vurucuydu evet, özellikle bar sahnesi ama onun dışında pek gerçekçi gelmedi bana. Adamların ayaklanması bile pek bir naif. Bir de çoğu sahne aşırı uzundu. Yani filmin süresini uzatabilmek için kasmışlar epeyce. Yoksa kısa film de olurmuş yani. Oyunculukları da pek sevemedim. Bir de bazı konuları havada bırakmışlardı. En başta ve sonda gösterilen küçük çocuk gibi. İmdb'de 10/5 puan verdim kendilerine. İzleyen var mı aranızda, beğenen oldu mu çok merak ettim. :) Alın bakalım bu da fragmanı.

2. Gün: En son izlediğiniz film hangisi?

Koto no ha no niwa.. İngilizce'ye Garden of Words diye çevirmişler. 45 dk'lık kısa bir film. İmdb'de 10/7 puan verdim. Yönetmen Makoto Shinkai'in izlediğim ilk animesi. Çizimler gerçekten çok güzel. Uzak doğu bazen çok ilham veriyor bana. Evleri, şehir yaşantısı, bahçeleri.. ile. Bu filmi izlerken de öyle hissettim. Kesinlikle hoş bir tat bırakıyor içinizde.

Bir kere yağmuru seven biriyseniz bu film tam size göre! :) Takao 15 yaşında bir lise öğrencisi ve en büyük hayali kendi tasarladığı ayakkabıları bir gün yapabilmek. En büyük zevki ise yağmurlu günlerde metroyu kullanmayarak, yürüyerek, ayakkabı çizimlerini yaptığı o eşsiz bahçeye gitmek. Yukino ise orada karşılaştığı gizemli bir kadın. Sürekli kitap okuyor, bira içiyor ve çikolata yiyor. Ve her yağmurlu havada aynı bahçede tekrar ve tekrar karşılaşıyorlar.. Gerisini de siz izleyin artık. :) Bu arada müzikleri de gayet hoştu. Ben neden 10/7 verdim derseniz sanırım bir şeyler eksik gibi geldi. Şu an tam adını koyamıyorum ama hikayenin işleniş şekli ve süresiyle ilgili olabilir. Birkaç görsel de paylaşayım filmden tam olsun. :)