28 Aralık 2013
Hoş Geldin 2014 Ho Ho Ho!
2013'ün bitmesine sayılı günler kala artık yeni yıl dileklerimi sıralamamın zamanı geldi diye düşündüm ve bu yazıyı hazırlamaya karar verdim. 2013 benim için güzel geçen bir yıldı bireysel olarak düşündüğümde böyle ama tabi ki kötü şeyler de olmadı değil. Geriye dönüp baktığımda bu yıl son sınıfa geçmenin heyecanını yaşadım. Artık ben de 4. sınıf oldum. :) İyi bir şirkette 1 aylık bir staj yaptım. Benim için harika bir deneyim oldu iş hayatını görmek adına. Bolca seyahat ettim, bir sürü fotoğraf çektim. Tabi ki en unutulmaz yolculuğum sevgilimle Sırbistan'a gitmemizdi. :) İspanyolca kursuna başladım ama yarım bıraktım. Bu yıl çokça dizi keşfettim bir çoğu favori dizilerim haline geldi. Dizi bağlamında çok bereketli bir yıldı 2013 ama sinema ve edebiyat adına aynı şeyi söyleyemeyeceğim malesef. Çok fazla oyun da izleyemedim. Tiyatro adına da kuru bir seneydi. Ancak bir sürü yeni güzel şarkılar keşfettiğimi söyleyebilirim bu sene de. 2013'ün son dönemlerinin bana kattığı bir diğer şey de keçe dünyası oldu öyle şirin güzel şeyler var ki tam yemelik. :) Daha çok başlarındayım her şeyin ama sonuç tatmin edici olmasa da keçelerle uğraşmak çizim yapmak çok zevkli. 2014'e üç gün kala ben de bu seneden beklentilerim neler diye düşünmeye başladım ve şöyle bir liste ortaya çıktı. Bu yıl beni neler bekliyormuş bakalım. :)
1- Öncelikle somut hedeflere geçmeden önce tabi ki herkes gibi benim de 2014'ten beklentim benim ve sevdiklerim için sağlıklı, huzur dolu ve mutlu bir yıl olması. Umarım herkes için de öyle olur.
2- Bu yıl mezun olmak istiyoruuum. Lütfen beni mezun ediniz sevgili okulum. Tabi ki mezun olmak için çok çalışmak gerekiyor. Bu yıldan dileğim bir süre daha bana çalışkan öğrenci azmi ve hırsı aşılaması. :)
3- 2013'te çok az kitap okumuşum. 2014'te yepyeni yazarlar keşfetmek, bolca roman okumak, ihmal ettiğim şiir ve öykü kitaplarına vakit ayırmak veee bolca fantastik türde kitaplar okumak istiyorum. Goodreads'te şimdiden 2014 hedefimi belirleyeceğim bakalım yıl sonunda kaç tane kitap okumuş olacağım.
4- 2013'ün son günlerinde Miyazaki sayesinde anime dünyasına yine ısındım 2014'te bolca animasyon izlemek istiyorum. Sevdiğim yönetmenlerin diğer filmlerini de izlemek ve yeni filmler keşfetmek istiyorum. 2014 hedefim daha az dizi daha çok film izlemek eheh. Şaka bir yana bu yıl kendime haftada en az 1 film izleme sınırı koyuyorum. Yoğun haftalar, sınav dönemleri hariç :)
5- Çok uzun uzun yazıyorum galiba isteklerimi kısaltarak devam edicem. :) 2014'te bol bol tiyatroya gitmek istiyorum. Umarım güzel oyunlarda olur ama hayal kırıklığı yaşayınca soğuyorum malesef.
6- İngilizce'mi çok geliştirmek istiyorum. What can I do sometimes yağni.
7- Daha sağlıklı bol bol sebze-meyve tükeceteceğim bir yıl olsun. No Cola no Cips! :) Cipsi bırakmak zor olabilir söz veremiyorum. :/
8- Tezer Özlü'nün de dediği gibi gitmek, gitmek, gitmek.. Her daim yolculuk yapmak istiyorum. Yollar hiç bitmesin.
9- Bu yıl da hedeflerimden biri daha erken yatıp erken uyanmak tabi ki. Ama bu sefer bunu uygulayacağım inat ettim. :)
10- Bloğuma daha sık yazacağım bir yıl olsun. Her hafta 1 yazı mesela ne dersiniz? Bu arada takipçi sayım artsa şevkim de artar gibi geliyor. 2014 beklentilerime bunu da iliştiriyim hedef 100 takipçi olsun mesela olmaz mı? :)
11- 2014'te de sevdiğim şeylere, hobilerime bol bol vakit ayıracağım. Yaşasın bizi mutlu eden güzel uğraşlar.
12- Bu yıldan beklediğim en önemli şeylerden biri deee güzel bir iş tabi ki!
13- Sürprizler hiç bitmesiiiin!
14- 2014'te de yeni insanlarla tanışmak istiyorum. Yeni yıl demek yeni "her şey" demek.
15- Eskiyen, bizi hırpalayan, değişmemizi engelleyen her şeyi çöpe atacağımız bir yıl olsun. Gelsin yeni başlangıçlar. :)
16- Şans hep bizden yana olsuuun!
17- Veeee son olarak bu yılda her yıl olduğu gibi çok sevmek ve çok sevilmek istiyoruuum. Hayatımdaki sevdiğim insanlar iyi ki varlar ve hep olsunlar. :)
Herkese mutlu, sağlıklı ve şans dolu bir yıl dilerim!
Sevgiler, mutlu keçi. :)
26 Aralık 2013
Belgrad- Novi Sad (Balkanlar 2. Kısım)
Balkanlar gezimin 2. kısmına dair de bir şeyler yazmak istedim sizlere. Bu geziyi gerçekleştireli neredeyse 3 ay oldu. :) Eylül ayının yağmurlu bir gününde yola çıkmıştık eheh neyse hikaye kısmını geçiyim ilk yazımda size gezimizin ilk 3 gününden bahsetmiştim. Yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Şimdi de geri kalan kısmını anlatacağım ancak üzerinden epey zaman geçtiği için hafızamı biraz zorlamam gerekebilir. Yazmak yerine bol bol fotoğraf paylaşmak daha güzel olacak sanki. Sizin de fikirlerinizi merak ediyorum bu konuda. Gezi yazıları okurken bol fotoğraflı yazıları mı yoksa açıklamaların çokça olduğu yazıları mı tercih ediyorsunuz?
Haydi başlayalım. :)
Haydi başlayalım. :)
Mary Katolik Kilisesi'nin içi. |
Alice Harikalar Diyarında! Galiba o Alice benim . :) |
![]() |
Trafiğe kapalı kafelerin ve mağazaların bulunduğu Novi Sad sokaklarından biri. Renkli neoklasik mimariye sahip yapılar kesinlikle Belgrad'taki gri kasvetli binaladan daha sevimliydi. |
Bir şehrin ara sokakları her zaman daha cezbedici gelmiştir bana. :) |
Dunavska Caddesi |
Magnetler yurt dışındayken alınabilecek en ideal hediyeler sanırım. :) |
Petrovaradin kasabası. Kale ileride sağda. Biz bilmeden yolu uzatıp epey yorulduk ama bu sayede farklı farklı sokakları da keşfetmiş olduk. |
Caddelerden biri. |
Petrovaradin kale içi. |
Kaleden kasaba manzarası ve harika çatıları. |
Kaledeki ünlü saat kulesi onarım halindeydi. |
Novi Sad Belediye Binası. Gördüğünüz şu yansımalar az önce biten yağmur sayesinde oldu ve biz o yağmurda bu bomboş meydanda bisiklet sürdük. Hayatımdaki en keyifli anlardan biriydi. :) |
Bu fotoğraf Belgrad'taki hostelimizin penceresinden çekildi. Dedikleri gibi beyaz değil bence havası, mimari yapıları ile gri bir şehir Belgrad. |
Belgrad'ın merkezi caddelerinden birindeyiz. |
Türk restoranları da olmazsa olmaz. :) |
Trg Republic (Cumhuriyet Meydanı) |
Yamuk kadraj için kusura bakmayın. Burası da önemli mimari yapılardan biri. Hotel Moskova. |
Burada kahveye kafa derler o kadar! :) |
Ünlü Knez Mihailova Caddesini bir de m&m's eşliğinde dolaştık. :) |
Çalışkan teyzeleeer. Belgrad'ta herkes çalışıyor. Pazarlarda 80 yaşında satıcı teyzeler görmek mümkün. |
St. Mark Kilisesi, Taş Meydan |
Nikola Tesla Müzesi. |
Şu an kaybettiğim ama alırken çok sevdiğim broşum. |
Kalemegdan koccamaaan bir yer. Belgrad'ta en sevdiğim yerdi. İçinde sayısız şey vardı görülecek ancak biz yağmurun azizliğine uğradık ve pek de gezemedik açıkçası. Sırbistan'a gitmeden önce bu parka dair en detaylı yazıyı şurada okumuştum. Merak edenleriniz bakabilir. |
Sanat eseri kıvamındaki rögar kapakları. :) |
Franny ve Zooey
Salinger'in okuduğum 3. kitabı oluyor kendileri. Glass ailesinin iki ferdine odaklanan bir hikaye. Kitap 2 öyküden oluşuyor. Öykülerden biri Franny bir diğeri ise Zooey üzerinden okuyucuya sunuluyor. Glass ailesi bildiğimiz ailelerden çok farklı. Farklı öğretilerle eğitilmiş, hayata bakış açıları bu yönde gelişmiş çocuklara sahip bir aile. Bu yüzden insanlarla iletişimde çoğu kez "problem" yaşıyorlar. Ben Franny'i çok sevdim. İlk öyküdeki görüşlerinin altını da bol bol çizdim. Ama sonra 2. öyküde Zooey'nin Franny'nin karşısına geçip dakikalarca konuşması, yaptığı göndermeler, eleştiriler, saptamalarda bir harikaydı. Okuması epey keyifli sayfalardı. Sanırım kitapta en sevmediğim ve sıkıldığım kısım Zooey ile annesi arasında geçen diyaloglar oldu. O sayfaları atlayarak okumak istedim desem yalan olmaz. Ama yapmadım tabi ki. :) Öyküde diğer kardeşlerin hayatına dair de bir iki kelam edilmişti fakat çok detaylı bir şey yoktu. Bir diğer Salinger kitabı olan Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar ve Seymour Bir Giriş kitabı Glass ailesi hakkında daha detaylı bilgiler sunuyormuş bize. Henüz okumadım, okuyunca düşüncelerimi yazarım yine.
Bu arada kıyaslamak gerekirse Çavdar Tarlasında Çocuklar kadar sevemedim bu kitabı. Bir Dokuz Öykü de değildi. Yine de Salinger'in şahane üslubu her zamanki gibi sizi sarıp sarmalıyor ve keyifli bir okuma yapma fırsatı sunuyor.
Yazıma Sevgili Franny'den bir alıntı ile son vermek istiyorum.
"Ego, ego, ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de, başkalarınınkinden de. Bir yere varmak, farklı ve ayrıcalıklı bir şeyler yapmak, ilginç biri olmak isteyen herkesten bıktım usandım. İğrenç bir şey bu- iğrenç, iğrenç. Kimin ne dediği umrumda değil." (syf. 28)
Franny ve Zooey
J.D. Salinger
Çeviren: Ömer Madra
Yapı Kredi Yayınları, 152 sayfa, 10 TL.
6 Aralık 2013
Biraz İstanbul, Bolca Bursa
![]() |
Beşiktaş Pişi'de harika bir kahvaltı yaptık. Hafta sonu giderseniz boş masa bulmanız çok zor bu arada. |
![]() |
Pişi tabaa :) |
![]() |
Mekik ve kokoyu ilk kez duydum. Gayet güzel kurabiyeler. Beşiktaş'ta bulabilirsiniz. |
![]() |
İstanbul metroları sağ olsun yollar bitmek bilmiyor. Sonunda gökyüzünü görebildik. |
![]() |
Atatürk Arboretumu'na giderken. |
![]() |
Çok fazla gezemedik sağ olsun amca akşam ezanında kapanır bura dedi. Biz de 2 göletten sadece birinin fotoğraflarını çekebildik. Harika renkleri içinde barındıran bir yer burası. |
![]() |
Sonbahar bitmiş kış gelmiş. |
![]() |
Şımarıklıklar filan :) |
![]() |
Sabahın köründe güneş henüz doğmamışken Bursa Gölyazı'ya vardık. Hava ayaz mı ayaz ellerim ceplerimde diye mırıldanıyordum o an. :) |
![]() |
Karı-koca balığa çıkmışlar. Tam bir balıkçı kasabası idi burası. İnsanların geçim kaynağı anlayacağınız. |
![]() |
Herkesin bir kayığı var mutlaka. Ve kuşlar balık avında. |
![]() |
Gölyazı Belediyesi |
![]() |
Köy kahvesi. |
![]() |
Şımarık çocuklar kediciğin yüzünü boyamışlar. Silmeye uğraştıysak da çıkaramadık. Çok tatlı uslu bir kedicikti. |
![]() |
Bursa merkeze geldiğimizde bizi hanlar karşıladı. Her yerde han var içlerinde de mağazalar, oturma yerleri, kafeler bulunuyor. |
![]() |
Burası için baya sıra bekledik. Çok ünlü bir iskenderciymiş Bursa'da. Ama bana yediklerimiz çok ağır geldi, malesef sevemedim. |
![]() |
Hanların birinde dinlenirken. |
![]() |
Güzel bir düşünce olmuş. Ama içinde sadece 2 kitap vardı. |
![]() |
Bu köprünün ve şelalenin ismini bilmiyorum malesef ama Yeşil türbeye giderken yol üzerindeydi. |
![]() |
Cumalıkızık'ta kaldığımız pansiyonun bahçesi. Su kabakları ile dolu. |
![]() |
Köy kahvaltısı bal, kaymak, reçel kim hayır diyebilir ki? Benim hayatta en sevdiğim şeylerden biri de kahvaltıdır ayrıca. :) |
![]() |
Cumalıkızık'ta sokak araları. :) |
![]() |
Çantamda kırılır diye korktuğumdan bir şey alamadım ama çok güzel reçeller vardı. |
![]() |
Renkler renkler ne güzeller! |
![]() |
İnsanların espirili olduğundan bahsetmiştim. :) |
![]() |
Buna baya güldüm. :) |
![]() |
Cumalıkızık meydanı ya da çarşısı. |
![]() |
Mudanya bizi kuşlarla karşıladı. |
![]() |
Bisikletini çok sevdik. :) |
![]() |
Mudanya bana biraz Büyük Ada'yı hatırlattı Evlerinden ve arnavurt kaldırımlarından ötürü. |
![]() |
Bu ev de çok şirin ve değişik geldi bize. :) |
![]() |
Hediyelik eşyalara bakarken böyle şeyler gördük. :) |
![]() |
Minicik Trilye'nin minik çarşısı. |
![]() |
Mantımızı yediğimiz yerdeki yazılar çok eğlenceli eheh yaratıcılıkta sınır tanımıyorlar. :) Sahipleri de çok şekerdi bize Trilye'nin tarihinden bahsetti ve rehberlik ederek birkaç yeri gezdirdi. |
![]() |
nam nam nam :) |
![]() |
Trilye'yi çok sevdim. Çok sakin huzurlu bir yer ve her şey çok ucuz. |
![]() |
Tanesine 50 kuruş ödediğimiz içeceklerimiz. :) |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?
Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta b...

-
Merhabaaa, Sonunda beklenen an geldiiii. :) Bloğu ilk açtığım vakitlerde sevdiğim bazı bloglardaki çekilişleri görünce hemen katılır, keşk...
-
Hafta sonunu nasıl mı değerlendirsek diyorsunuz? Havalar da çok soğuk evden dışarı çıkılmaz ki şimdi diye hayıflanıyor musunuz yoksa? Tam ...
-
Mutlu bir Pazar gününden herkese sevgiler selamlar efenim. Bundan sonra her hafta sonu yeni bir yazı sizleri bekliyor olacak böyle. Bu hafta...