Salinger'in okuduğum 3. kitabı oluyor kendileri. Glass ailesinin iki ferdine odaklanan bir hikaye. Kitap 2 öyküden oluşuyor. Öykülerden biri Franny bir diğeri ise Zooey üzerinden okuyucuya sunuluyor. Glass ailesi bildiğimiz ailelerden çok farklı. Farklı öğretilerle eğitilmiş, hayata bakış açıları bu yönde gelişmiş çocuklara sahip bir aile. Bu yüzden insanlarla iletişimde çoğu kez "problem" yaşıyorlar. Ben Franny'i çok sevdim. İlk öyküdeki görüşlerinin altını da bol bol çizdim. Ama sonra 2. öyküde Zooey'nin Franny'nin karşısına geçip dakikalarca konuşması, yaptığı göndermeler, eleştiriler, saptamalarda bir harikaydı. Okuması epey keyifli sayfalardı. Sanırım kitapta en sevmediğim ve sıkıldığım kısım Zooey ile annesi arasında geçen diyaloglar oldu. O sayfaları atlayarak okumak istedim desem yalan olmaz. Ama yapmadım tabi ki. :) Öyküde diğer kardeşlerin hayatına dair de bir iki kelam edilmişti fakat çok detaylı bir şey yoktu. Bir diğer Salinger kitabı olan Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar ve Seymour Bir Giriş kitabı Glass ailesi hakkında daha detaylı bilgiler sunuyormuş bize. Henüz okumadım, okuyunca düşüncelerimi yazarım yine.
Bu arada kıyaslamak gerekirse Çavdar Tarlasında Çocuklar kadar sevemedim bu kitabı. Bir Dokuz Öykü de değildi. Yine de Salinger'in şahane üslubu her zamanki gibi sizi sarıp sarmalıyor ve keyifli bir okuma yapma fırsatı sunuyor.
Yazıma Sevgili Franny'den bir alıntı ile son vermek istiyorum.
"Ego, ego, ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de, başkalarınınkinden de. Bir yere varmak, farklı ve ayrıcalıklı bir şeyler yapmak, ilginç biri olmak isteyen herkesten bıktım usandım. İğrenç bir şey bu- iğrenç, iğrenç. Kimin ne dediği umrumda değil." (syf. 28)
Franny ve Zooey
J.D. Salinger
Çeviren: Ömer Madra
Yapı Kredi Yayınları, 152 sayfa, 10 TL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder