Mutlu Keçi Sinema Kuşağı #1

"Ne izlesem kiiii?" derdine son!

Hani böyle yemek yerken, gece uyumadan evvel ya da arkadaşlarınızla-sevgilinizle ne bileyim belki sadece tek başınızayken birkaç abur cubur eşliğinde keyifle size eşlik edebilecek bir şeyler izleme arayışına girersiniz ya (cümle bitemiyordu..) bir de aklınızda herhangi bir şey yoksa ne izleyeceğinize karar verene dek o istek bir kuş misali uçar gider. İşte ben de siz değerli dostlarımı bu gereksiz vakit kaybından kurtarmak adına kısa ama faideli bir liste hazırladım. Özet geç ey mutlu keçi diyenlere de sevgilerimi sunarım buradan daha ne kadar özet geçebilirim ki?! 

Aşağıda göreceğiniz listenin ilerleyen dönemde pek tabi ki devamı gelecek ancak şimdilik bunlarla idare edebilirsiniz gibi. Bilmiyorum size de oluyor mu bazen canım güzel bir film izlemek istiyor ama bakıyorum imdb watchlist hiç benlik halde değil gibi online siteler desek onlarca film arasında kaybolup gitmek an meselesi işte o anlarda zevklerine güvendiğim birkaç blogtan hızlıca bakıp kenara birkaç film not alıyorum ve ufak bir iş yükünden kurtulmuş oluyorum. Bu konuda Serablog ve Kediler ve Kitaplar yararlandığım bloglardan birkaçı. :)

Neyse uzun lafın kısası bende böyle şirin ve küçümen bir liste yapmak istedim. Olumlu ya da olumsuz fikirlerinizi de belirtebilirsiniz filmlerle ilgili. Şimdii bu yazı serisinin ilk kısmı karşınızda efenim film kategorisindeki diğer yazılarımı okumak isteyenler kategoriler bölümündeki sinema etiketine bakabilirler. 

Kahveler hazır mı? Başlıyoruz! :)

*Warcraft 

Oyununu filan hiç bilmiyorum ama benim sevdiğim türde filmlerden kendisi. Olağandışı her şeyi seviyorum filmlerde dizilerde. Bu farklı ırklarla savaş olur, distopya olur, orta dünya olur.. Blim kurgu-fantastik türüne düşkün biriyseniz bu bol ekşınlı filmi de seversiniz bence. 

(10/7)

*The Grand Budapest Hotel

Bir kere sadece şeker tadındaki afişi bile kalbinizi pır pır ettirmeye yetebilirken içerisinde birçok yetenekli oyuncu barındıran bu filmi üstelik bir de Wes Anderson çekmiş ise izlememek ayıp olur dedim ve sonunda izledim. Renkler, atmosfer bir harika, konu sürükleyici, oyunculuklar gayet güzel, Edward Norton bile var daha ne olsun soruyorum size?! :) Canınız mı sıkkın açın bu filmi izleyin, film bittiğinde ben neye üzülüyordum yahu derken bulabilirsiniz kendinizi.  

(10/8)

*Remember

Bu filmi bir süre önce Başka Sinema'da izledim. Filmle ilgili hiçbir şey bilmeden tesadüf eseri izleme şansı buldum. İyi ki de izlemişim. Yahudi soykırımı denince akla ilk gelen toplama kamplarından Auschwitz konusunda şimdiye kadar izlediğim en ilginç konulu filmdi. Oldukça gerilimliydi ara ara nefesimizi tutarak izledik desem yalan olmaz. Ha bir de son zamanlarda izlediğim en ama en sürpriz sonlu filmlerden biriydi. Film bittikten sonra bir süre vay bee dedik kendi kendimize.  

(10/9)

*Me Before You

Sanırım kitap uyarlamasıymış kendileri. Kitabını okumadım ancak filmi izledim biraz kopuk kopuk da olsa. Başrolde hepinizin Game Of Thrones aracılığı ile tanıdığı Khaleesi hanım kızımız var. Çok farklı bir karakter ve tiplemeyle elbette. Mimikleri aşırı abartılı olmasa ya da kaşları o kadar dikkatimi dağıtmasa daha çok konsantre olabilirdim de neyse genel itibariyle verdiği mesaj ve atmosferiyle güzel bir filmdi. Sonlarına doğru gözleri hafiften nemlendirebilir benden söylemesi. 

(10/7)

*Colonia

Gizemli ve sürükleyici bir şeyler izleme arayışında olanlar bu film de size hitap edebilir. Oyunculuklar oldukça iyi. Filmin en etkileyici yanlarından biri de gerçek bir hikayeye dayanıyor olması. Şili'de askeri darbe sonrası sol görüşlü birtakım insanlar kimsenin bilmediği bir kampa götürülüp buralarda çeşitli işkencelere maruz kalıp öldürülüyorken filmdeki ana karakterlerden biri de (Daniel) aynı gerekçeyle tutuklanıyor ve olaylar başlıyor. Film boyunca Daniel'in kız arkadaşı Lena'nın (Emma Watson) Daniel'i bulabilmek adına bu kampta yaşadıklarını izliyoruz. Değişik bir filmdi. Tavsiye ederim.

(10/7)

*Heidi

Evet biliyorum hepimiz sayısız uyarlamasını izledik bu hikayenin. Ancak Heidi son zamanlarda izlediğim ennn tatlı ve bir o kadar da dokunaklı film olma özelliğini fazlasıyla hak ediyor. Bir kere Heidi karakterini canlandıran minik nasıl sevimli bir şey öyle yahu oyunculuğu da beni benden aldı. Şimdiden söyleyeyim mendilleri hazırlayın arkadaşlar! En son ne zaman bu kadar gözyaşı döktün derseniz Şeker Portakalı'nı okurken diyeceğim. Filmi izlerken hem gülüyorum hem ağlıyorum komediydi. The Grand Budapest Hotel'in verdiği tada benzer bir tadı bunda da alacaksınız eminim ki. Hikaye ne kadar bilindik olsa da tekrar tekrar izlenesi sarılıp öpülesi bir film olmuş. ^^

(10/9)

**Minik not: Bloğu ve sizleri çok özledim. Buralarda hala yazılarımı bekleyen, beni okuyan birileri var mı acaba bilmiyorum ama bu dönüş güzel bir dönüş olsun. Dinimiz amin. ^.^

----------Mutlu keçi sinema kuşağı iftiharla sundu-------- 

Sevgilerimle,