26 Mayıs 2015

Geç de olsa film meydan okumasına elveda diyorum!

Evet, evet biliyorum sevgili blog sakinleri yine ara verdim bir miktar. Blog sakinleri demek hoşuma gidiyor çünkü hepimiz bir apartmanda yaşayan kapı komşularıymışız gibi hissediyorum bazen. :) Yazmak istediğim çok şey var be blog.. Ama araya o kadar çok "yeni" gelişme giriyor ki bir önceki anlatmak istediğim şey daha kuytu köşelere saklanıveriyor.  Sonra onu oradan çıkarıp yazıya dökmek de epey güçleşiyor benim için. Bir de son zamanlarda içimden geçen şey bloğun içeriğinin biraz kısırlaşmış gibi olması. Daha çeşitli konularda yazmak istiyorum ama hem üşengeçlik hem de bazı dönemlerdeki vakitsizlik buna el vermiyor. Aklıma takılan başka bir konu ise acaba eskisi kadar çok okunmuyor muyum düşüncesi. İstatistiklerde bir düşüş var. Filmli yazılarımı mı sevmediniz yoksa? :) Ya da bu aralar herkes sosyalleşiyor ve pek de fazla blog yazılarını okumak için vakit ayırmıyor. (Çok iyimserim!) Aslında ne yalan söyleyeyim ben de eskisi kadar okuyamıyorum ve dolayısıyla yorum da bırakamıyorum okuduğum, sevdiğim bloglara. Ama bunun nedeni şu aralar hayatımda yine ve yeniden bir düzen kurma çabalarında olmam.
Bir de 2 haftadır İzmir'deydim, ailemin yanında. Bilgisayarımsız olunca telefondan ancak bir yazı yazabildim. Dokunmatik ekranda yazı yazmak çok zor hem ben tuşlardan çıkan sesleri seviyorum. Herhalde daktilom olsa durmadan yazardım. :)
İstanbul'a geleli 3 gün oldu ve İzmir'i şimdiden özledim. Annemi, kivitoşu..
Geldiğimden beri evde pek duramadım. Çünkü yine koşuşturmaca içerisindeyim ve gelecek hakkında yine bir sürüüü bilinmezlik var. Ne yapalım hayat bana sürpriz yapmayı seviyor. Şanslıyım ama ben, buna bu aralar daha fazla inanıyorum. :)
Yeni bir gelişme, o çook şirin, o kadar uğraş verdiğim aslında daha da güzelleştirme hayalleri kurduğum odamdan ayrılıyorum. Bir süreliğine yepyeni bir yerde olacağım. Sonrası belli değil. Gelişmeleri yazarım zaten mutlaka, merak etmeyin. Bu da bana ufak, güzel bir ders oldu. Hiçbir şeye, yere, kimseye çok bağlanmamak lazım. Sokağımı çok seviyordum mesela. Özellikle benim için toptancıya özel sipariş veren cino satan bakkalı pek özleyeceğim. Neysee..

Konumuz filmlerdi değil mi, ben yine aldım elime sazımı döktürüyorum. :))


Meydan okumayı da bu son sorularla bitiriyorum. Şimdiden okuyanlara, katılanlara, bu meydan okumayı düzenleyen zihnin arka sokaklarına teşekkür ederim. Meydan okuma bitiyor belki ancak bizim sinema sohbetimiz asla bitmez korkmayın! :)

27. Gün: En sevdiğiniz klasik film?

Modern Times

Bu filmi üniversitede hocamız izletmişti ilk olarak. Tüm sınıf pür dikkat izlemiştik. Derste bizlere kapitalizmin ne olduğunu anlatmaya çalışan canım hocamızın bu incelikli tavrı sayesinde belki kitaplarda sayfalar dolusu yazan şeyi bu sayede bilmem kaç dakikada içselleştirip kavrayıvermiştik.


28. Gün: En güzel film müzikleri hangi filmdeydi sizce?

Bu soru için Amelie diyeceğim ama lütfen çok klişe demeyin efenim. Bir de 500 days of Summer demezsem içimde kalır. İkisi de olsun. :)


29. Gün: Bir konuda fikrinizin değişmesine yol açan film hangisi?

Hint filmlerini gerçekten sevemiyorum. Geçen yıl izlediğim Barfi ve öncesinde izlediğim Black ve yarısına kadar izlediğim 3 idiots filmleri ile hafif hafif ısınmaya başlasam da hala sevebileceğimi düşünmüyorum. Fazla hareketli ve gürültülü geliyor bana. Bir de sanırım Hint kültürü hiç ilgimi çekmiyor.
Bu arada merak edenlere Black çok etkileyici, dramatik bir film. Hatta Türkiye'de Beren Saat'in baş rolünde oynadığı bire bir araklama versiyonu vizyona girmişti geçtiğimiz yıl. Barfi ise tam tersi oldukça eğlenceli, yer yer duygusal bir romantik komedi. Müzikleri çok keyifli. İkisi de güzeldi.




30. Gün: En sevdiğiniz film hangisi?

Meydan okumaya ilk göz attığımda bu sorunun cevabı benim için direkt belliydi. Bu film serisini arka arkaya 2 günde filan izledim. Sindire sindire. :) Ama ilk filmin yeri bende apayrı. Diğer filmlerden de ayrı. Çünkü film gibi değil sanki. Trende karşılaşan, doğal bir şekilde sohbete dalan, birbirlerini tanırken hayatı sorgulayan-sorgulatan esas oğlanla esas kızın hikayesini anlatırken bir yandan da kadın erkek ilişkilerine dair güzel sekanslar barındıran harika bir yol ve aşk filmi Before Sunrise. Belki 100 kez tekrarını izlemedim, izlemeye kıyamadım ama nerede filme dair bir fotoğraf görsem, bir şey duysam hemen aklıma filmden sahneler geliyor. Özellikle de şu kaset ya da plak dinledikleri bir sahne vardı ufak bir odada, orada çalan şarkı ve birbirlerine attıkları kaçamak bakışlar.. Aşk ne güzel şey! :)



Sevgiler,
Mutlu Keçi

7 yorum:

  1. Bende de düşüş var işte. Anlamaya çalışıyorum. Hele Cumartesi Pazar günleri öldür allah kimse gelmiyor sanki. Tamam abarttım. Gene gelen giden var ama haftasonu çok net azalıyor ziyaretler. Eskiden Cumartesi Pazar diye bir ayırım olmazdı ziyaretlerde. Ancak çok önemli bir gündem değişikliği olursa istatistiklere yansırdı. Mesela Gezi olaylarında filan. Aniden oldu ama. Ben hala istatistik programlarından şüpheleniyorum, insanların ilgisi bu kadar ani ve keskin azalamaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de anlamadım resmen yarı yarıya düştü son 1 aydır filan okunma oranları. Benim de motivasyonumu kırıyor, acaba bende mi bir sorun var diye. Genel bir şey gibi gözüküyor o zaman.

      Sil
  2. Bu arada Before Sunrise'a ben de bayılmıştım ilk izlediğimde. Bir de benim yaşıtımdı o oyuncular ve benim yaşayabileceğim bir olay gibiydi. Çok sahiciydi ve çok zorlamasız. Başka hiç bir film bu etkiyi yaratmadı bende. En güzelleri bile.

    YanıtlaSil
  3. Ooo Mutlu Keçi yazar da okumaz mıyız ;)
    Modern Times hariç diğerlerini izlemiştim. Bol müzikli hint filmleri değil de yazıda bahsettiğin barfi, 3 idiots gibi filmler benim hoşuma gidiyor, bu arada dabba/the lunchbox filmini izlemediysen öneririm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O filmi online sitelerde görüp geçiyordum, bir bakayım fragmanına filan. :) Teşekkür ederim. :)

      Sil
  4. ama sen Before Sunrise dedin içimi açtın :D
    hele dediğin gibi plakçıdaki sahne.. Kate Bloom'dan 'Come Here' geliyor hemen kulağıma.. gerçekten aşk güzel şey!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet o şarkı işte harika ya, çok seviyom. :)

      Sil

Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?

Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta b...