15 Kasım 2015

Mutlu Keçi Kitap Fuarı'nda!


Günlerden Cumartesi yani dün kitap fuarına gitmeye karar verdik. Annem 2 haftadır İstanbul'da yanımdaydı. Dün önce onu yolcu ettik. Ardından Dudullu'dan Beylikdüzü'ne doğru olan uzuun ve yorucu yolculuğumuz başladı. İstanbul'da en ama en sevmediğim ulaşım aracı metrobüs. Çok mecbur kalmadıkça kullanmıyoruz zaten ama dün mecburduk. O ne kalabalık öyle yahu! Neyse ki oturacak yer bulduk. Yaklaşık 2 buçuk saatte Beylikdüzü'ne gittik. İner inmez gözlerim koca koca açıldı şaşkınlıktan. Ben böyle bir kalabalık hele ki kitap fuarında hiç ama hiç görmemiştim. Gidenler biliyordur belki. Tüyap'a varabilmek için durakta indiğinizde bir üst geçit var oradan geçmeniz gerekiyor. İşte o üst geçit yüzlerce insanla birlikte kilitlenmiş haldeydi. Gerçekten görülmeye değer bir tabloydu. Biz de anılarımızda yer alsın diye fotoğrafını çekmeyi ihmal etmedik tabi.




Asıl olay ondan sonra başladı. Bizim o köprüye varmamız ve oradan karşıya geçebilmemiz mümkün gözükmüyordu. Bizde bazılarının bariyerlere doğru yol aldığını gördük ve gerçekten normalde hiç yapmayacağımız bir şeyi yaparak bariyerlerden atlayıp resmen otoban gibi bir yerden diğerleriyle koşa koşa karşıya geçtik. Hem gülüyorum hem şoktayım o an öyle düşünün. Kendi kendime gazete manşetleri filan atıyorum. "Canlarını hiçe saydılar!" gibi. Dün zaten duyduğum kadarıyla haberlerde de gösterilmiş kitap fuarındaki bu izdiham durumu. Allahtan trafik yavaş akıyordu. Şöförler durumu görüp insafa gelmişti. Ama bu anı hayatım boyunca unutmam herhalde. Bir kitap fuarında böyle bir izdiham yaşanması ilginç. Herkesten benzer tepkiler geliyordu. "Sanki bedava dağıtıyorlar yahu!"


Neyse efenim öyle ya da böyle biz Tüyap'a ulaşabildik. 2. şaşkınlığım ise öğrenci ve emekliler dışındakiler için ücretli giriş olmasıydı. O da 5 liraymış. Sırada beklerken yaşlı bir amca bize 2 bilet uzatıverdi bir an. Aaa teşekkür ederiz diyerek aldık tabi. Güzel oldu. :) İçeri eeen sonunda adımımızı atabilmiştik. İşte en güzel dakikalar o zaman başladı benim için. İnanılmaz büyük bir fuardı. İzmir'deki kitap fuarlarında bu kadar büyük salonlar, standlar görmek mümkün değil maalesef. Girişler de ücretli değil ama onu da söylemeden geçmeyeyim.




Harika kitaplar alabileceğimi daha ilk dakikadan sezdim bile. Sizin de yorumlarınız aklımın bir köşesindeydi ama oraya gidince kendimi biraz kaybetmiş olabilirim. :) Öncelikle yayınevleri bağlamında alışveriş yapmaya karar verdim. Bazı yayınevlerine kesinlikle uğramalıydım. Can, İthaki, metis, iletişim gibi. Ama her birinde istediğim şeyleri buldum mu hayır aksine başka yayınevleri çok daha doyurucu oldu benim için. 



Öncelikle uzun zamandır aklımda olan bir şey vardı; ben artık fantastik kitaplar okumak istiyordum. Eskiden çok okurdum ama uzun zamandır elime almışlığım yoktu ve biliyorsunuz genelde bu tür kitaplar maddi açıdan büyük külfet olurlar. Ben de alırken zorlanıyordum biraz. O yüzden bu kitap fuarını o açıdan mantıklı bir şekilde değerlendirecektim. Öyle de oldu. Çok verimli bir alışveriş yaptım. Mezarlık Kitabı, Rüzgarın Adı, Cadıların Keşfi, Yetenek gibi çok sürükleyici olduğunu düşündüğüm ve okumak için sabırsızlandığım kitaplar aldım hem de epey uygun fiyata. 


2. kıstasım hiç okumadığım yazarlara yer vermekti alışverişimde. Onu da yaptım mesela Yaşar Kemal, Jose Saramago, Neil Gaiman, Patti Smith, Yalçın Tosun kitapları aldım. Çok merak ediyorum hepsini de.


3. olarak da merak ettiğim ve uzun zamandır okumak istediğim kitapları aldım. J.k.Rowling'ten Ozan Beedle'in Hikayeleri bunlardan biri mesela. Nasıl mutluyum anlatamam. Harry Potter'a dair her şeyi çok özledim çok. Sonra Harper Lee'den Bülbülü Öldürmek kitabı. Çok merak ettiklerim arasındaydı ve artık okumam gerekiyor diyordum. Stefan Zweig'ın Satranç kitabı da bunlardan bir tanesiydi. Son olarak da Tiffany'de Kahvaltı. Hepsini merak ediyorum ve okumak için sabırsızlanıyorum. Uzun zamandır kitap okumuyorum ve artık bu durumdan, yarım kalmış kitaplardan çok sıkıldım. Bu alışveriş eski şevkimi kazanmam konusunda bence yardımcı olacak kesinlikle. 


He unutmadan bir de birazcık çocuk kitabı aldım kendime. Miks, Maks ve Meks'in öyküsü, Ara Güler'in biyografisi (Sedat Girgin çizimleriyle) Ve bir de Leyla Fonten'den Öyküler serisinden Tembel Balık Sefa'yı aldım.  :) Hepsi çok ama çok tatlı.


Esas olaya geliyorum şimdi. Şans bu ya kitapları karıştırırken bir baktım Sedat Girgin de orada oturmuş imza dağıtıyor miniklere. Ben de yaklaştım hemen zaten aklımdaydı ama orada görünce hemen Leyla Fonten kitaplarına yaklaştım. Satıcı adam kaç yaş grubu için bakıyorsunuz dedi. Ben de gülerek kendim için dedim. O sırada Sedat Girgin başını kaldırıp şöyle bir baktı hehe. Neyse uzun bir kararsızlıktan sonra Tembel balık'ta karar kıldım. Neden acaba?! Hemen kitabın çizeri Sedat Girgin ve yazarı Tülin Kozikoğlu'na yaklaştım. Tanıştık ikisiyle de. Sedat Bey her seferinde isimlerimizi yorgunluktan olsa gerek yanlış söylese de sonunda mutlu keçi diyebilirsiniz diyerek olaya noktayı koydum. Hem daha akılda kalıcı değil mi? :) Şaşırdı onlar da mutlu keçi mi aa ne güzel diyerekten. Ben de bloğumdan bahsettim. Adının hortumsuzbirfil olduğunu söyleyince gülüşmeler oldu yine. Nedense konuşurken çok utandım. Yanaklarım kızardı filan. Çok güzel, tatlı bir anım oldu böylece. Buradan 2balık1kedi'ye selamlarımı iletiyorum. Ne söylese oluyor mu ne!? :)



Eve dönerken de şöyle bir şey gördüm. İlk kez görüyorum.  Gezici kedi ve köpek kuaförü. Ne güzel bir uygulamaymış. :)



Bu arada toplamda 16 kitap almışım ve yaptığım hesaplamalar doğrultusunda da 80 lira civarında da kar yapmışım kih kih. Eve gelir gelmez kitaplarımın -blogta yayınlamak üzere- fotoğraflarını çektim bile. İlk olarak hangisinden başlasam acaba?



5 yorum:

  1. Çoook güzel kitaplarmış, mutlu mutlu okuyun. İzdiham inanılmaz yalnız, gören de kitaplara çok düşkün, okur yazar bir millet sanacak yahu:)

    YanıtlaSil
  2. çok güzeller:))
    yalnızz izdihamı görünce gözlerim yuvalarından çıktı adeta!!

    ben bu yıl kaçırdım:/ böyle senden okuyunca daha da çok üzüldüm gidemediğime:(

    Tiffany'de Kahvaltı'yı ben de aldım geçen gün.. sırasını bekliyor:)

    YanıtlaSil
  3. Aaaaa ne kadar sevindim :)
    Sahiden bu ara ben ne desem oluyor yahu, temiz kalpli miyim neyim yahu :) (hiç de alçak gönüllü olmadı bu ama :P )

    YanıtlaSil

Firefly Lane övmek için geri dönmüş olabilir miyim?

Açtım beyaz bir sayfa başladım yazmaya. Seni çok özledim canım blog. Bu yazı nasıl başlar neye evrilir bilmiyorum. Tam şu anda geçen hafta b...